10 Mart 2018 Cumartesi

ALL CLASSICS : ''BLACK ON BLACK ''


THE NEW BLACK IS THOM BROWNE - NEO-CLASSIC

21. yüzyıl, dünyayı kaplamış ve kaplamaya devam eden ultra-modernleşme dalgası ve aynı hızda ilerleyen,bu dalgaya karşı, güçlü bir şekilde hissedilen başkaldırılar.
Teknolojide atılan adımlar ve zamanın bile ayak uydurmakta zorlandığı akıl almaz boyutta olan değişimler ve insanların kavramakta zorlandığı dönüşümler. Sadece teknolojide değil fikir ve düşünce alanlarında da eskilerin yeniden masaya yatırıldığı, idam edildiği, yeni akımların ve tartışmaların oldukça geliştiği bir ç. İnsana yönelik sorgulayıcı yaklaşımların, aklın ve bedenin sorgulanması girişimlerinin, zihin problemlerinin, yeni bir boyut kazanan bilgi sorununun, cinsellik, cinsiyet soruşturmasının, yabancılaşma kısacası insan kavramının yeniden sorgulanmasıyla süregelen bir zaman.
21. yüzyıl'ı uzun lafın kısası bu şekilde anlatabilirim sanırım. Bu doğrultuda bizim odak noktamız: Moda her yüzyılda özelliklerini, değişimlerini insanın hızlı değişimi ile bağdaştırmak zorundadır

Zamanın köklenmiş, kalıplaşmış klasik yansımalarının en dışavurumcu -en azından benim için- tasarımcısı Thom Browne.


ANAHTAR KELİMELER:
Cinsiyetsizlik,   birey    ZIT     ayrıntı     tüm bedenler           doğu ve batı
                                                   FANTASTİK
            GÜÇ    gösterişli, , TÜM şekiller, ,  SAKLAN VE ARA.   gözden UZAK

Biliyoruz ki bu yıl başkaldıranların yılı. En iyilerini bile isyancıları takip etmeye zorlayanların... Artık birçok klasik masaya çoktan yatırıldı, idam edildi. Şimdi Yeni-klasiğin zamanı.
Browne's NEO-CLASSIC
     Pensilvanya'dan ünlü tasarımcı Thom Browne bu çağda bayağılardan adını pek duyuramasa da -en azından burada- yadsımalarıyla moda tarihine damga vurmayı başarmış önemli bir tasarımcı. İlk olarak 2006'da daha sonra 2013, 2016 aldığı CFDA Menswear Designer of the Year Award ödülü ile kendini kanıtladı Browne. 2008 yılında ise the GQ Designer of the Year ödülü ile onurlandırıldı.
Klasik tavrından dolayı erkek giyim tasarımcısı sanılsa da Browne, hem erkek hem de kadına yönelik başarılı birçok tasarıma imza attı. 


En çok ayrıntılara takılan, saygı duyan biri olarak Browne'yi çılgın ofis adamları, uzak doğu asya ceketleri, şapkaları, büyük hayvan maskeleri ve köpek çantaları ile tanımıştım. Tasarımlarındaki cinsiyetsiz yaklaşımı, kalıplaşmış formlara yaptığı göndermeler; renklerde ise kullandığı klasikleşmiş ama güçlü tonlar. Klasik yaklaşımı bozmadan ona bu denli zıtlık yükleyebilen tek tasarımcı. 
       

Şöyle anlatacak olursak, Thom Browne'nin gösterileri her zaman bir anlatı ile gelir. İzlerken adeta kendinizi hikayenin kahramanı gibi hissedersiniz. Kumaşa hükmü, yüceltmeleri.. Sadece bir kumaştır. Ama öyledir ki sadece bir kumaş diyemezsiniz.


En çok etkilendiğim defilesi kesinlikle FW15'ti. Browne'yi hep o defile ile anlatmak isterim, siyahın asilliğine aşık biri olarak. Browne yas kavramını güzel, romantik ve zengin bir şekilde aktardı o defilesinde. Kendisi ile yaşamakta olan, hayatına kapılmış ailesi ve arkadaşları ile yaşayan, alışılmış daha sonra belirsiz bir ölüm ile baş başa kalmış bir karakter ile bağdaştırdım hikayesini. Siyah yas şapkaları, asil uzun ceket takımları; klasiklerinden kısa şort ve uzun çorapları. Yasını onurlandıran güçlü bir duruş. Bu tam anlamıyla Thom Browne hikayesi oldu :) Benim kafamda tamamlananlar ise kırmızı güller ve arka fonda çalan Woodkid- I love you şarkısı.


Browne'nin bir başka klasiği ise kadınları. Browne kadınları olarak yeni bir tanım çıkartılmalı kesinlikle, bir Klimt olabilir kendileri. O denli güçlü kadınları. Browne'nin kadınları hikayelerinde erkeklerinden farksız, hatta onlardan daha güçlü bir konumda. Keskin kalıplı takımları, fantastik saçları ve makyajları ile. Cinsiyetsiz kimliklerinin altında kimi zaman erkeklerinin naifliği kimi zaman kadının asiliği ile sıfatlar harmanlanmış hikayelerinde. Office woman, Asian head-to-toe, power..
Browne kadını- sürpriz link tık tık- https://www.instagram.com/p/BgHdfk7hzL1/?taken-by=thombrowneny
Son olarak, Browne'nin bu seneki hikayesinden ufak bir bahsedecek olursak, bu seneki hikayesi Tom Brown's Schooldays. Narnia ormanında geçen karakış zamanını anlatan defilede sahnede uzun fidanlar, kamp yatağına bölünmüş karla kaplı bir yol vardı. Kürk yelekler içinde gelen kahramanlarımız, yeleklerinin içindeki beyaz elbiseleri ile ortaya çıktılar. Örgülü, pembe yanaklı ve bronz mankenler peri masalından alınmış gibilerdi. Hemen ardından gelen Browne klasiklerinden gri birlik takım, gri uzun çorap giyen adam elinde oyuncak ayısı ile hikayeye katıldı.
En çok şaşırtan ise uyku tulumu üzerine empoze edilmiş tasarımcının imzası ince gri Thom Browne takım oldu. Lüks bir şekilde yüceltilmiş, usta bir terzilikle şekillendirilmiş ama sadece spor giysilerden oluşuyordu. Kruvaze ceketler, örgülü pantolonlar, kadife parkalar bazen şort ve tozluklar, beyaz pelerin.. İşte Browne'nin başka bir başkalaşmış klasiği.
Merak edenler uyku tulumlarınızı hazırlayın! tık tık - Thom Browne FW18 https://www.youtube.com/watch?v=3KoJrx9I1qU

Yazı ve İllüstrasyonlar:
Büşra Öztürk


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder