McQueen’in
modaya küçüklüğünden süregelen ilgisi Milano’da çalışma olanağını da
beraberinde getirdi. Daha sonra 1994 yılında asıl yaşadığı şehir olan Londra’ya
dönerek Central Saint Martins Sanat ve Tasarım Koleji’nde çalışmaya başladı.
Koleje başlayıp, gelen teklifler üzerine öğrenciliğe geçiş yaptıktan sonra da
moda tasarımında yüksek lisansını tamamladı.
Kullandığı materyal farklılıklarıyla
modaya yeni bakış açısı kazandıran tasarımları hemen hemen her defilesinde ön
planda oldu. Farklı ilham kaynaklarından beslenen McQueen’in tasarladığı
giysiler, her seferinde onun farklı bakış açısını ve hayal gücünü detaylı
ayrıntılarla ve işçilikle ön plana çıkarıyordu. Moda sahnesine adını yazdırdığı
giysileri, tasarımcı kimliğiyle birer sanat eseri niteliğindeydi.
Defilelerinde, ilkelliği hatırlatan tüyleri sıklıkla kullanması güç ve
vahşiliğin sanatı gibiydi. Tabii sanatsallık beraberinde defile şovlarını da
getirerek bütünlük oluşturuyordu.
2010’da McQueen vefat etti.
Ölümünden 1 yıl sonra markaya ait şovlarda kullanılan, mezuniyet defilesi için
ve Givenchy’e yaptığı özel parçalar
Metropolitian Museum of Art’ta (New York) “Savage Beauty” adıyla
sergilendi. Büyük ilgi gören sergi New York’ta kapandıktan sonra Mart 2015’te
Victoria&Albert müzesinde yer aldı. Sergiye olan ilgi yüzünden saat
esnekliği uygulanarak 24 saat açık kalan müze ilk kez böyle bir uygulama yapmak
durumunda kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder