16 Nisan 2018 Pazartesi

GELECEĞİN TASARIMCISI: IRIS VAN HERPEN


Gün geçmiyor ki olmaz diyeceğimiz birçok yenilik yaşamımıza girmesin. Bu yeniliklerin başında moda ve teknolojinin birleşimi, heyecan verici birçok tasarımı beraberinde getiriyor diyebiliriz: 3D teknolojisi, akıllı tekstiller, dijital giyim ve çok daha fazlası. Tasarımlarında 3D printer teknolojisi kullanarak moda ve teknolojiyi harmanlayıp, harikalar yaratan bir tasarımcıyla tanışalım: İris Van Herpen. 

Hollanda asılı genç tasarımcı Herpen, 3D baskı tekniğini kullanan ilk modacıdır. Tasarımlarının gerçeküstü etkileyiciliğiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış, Lady Gaga ve Björk gibi sanatçıların gözdesi haline gelmiştir. Hollandalı tasarımcı, kullandığı baskı tekniğiyle bedenin sınırlarını, hem kavramsal hem de hacimsel açılardan zorluyor. Teknolojiyi tasarımlarını yükseltmek için bir araç olarak kullanan Herpen, 3D baskı sayesinde sıradan yöntemlerle mümkün olmayan formları keşfedip, bu yolla insan bedeninin bir soyutlamasına gidiyor. Herpen’in tasarımlarına bürünen beden, kendi sınırlarından uzaklaşıyor. Tasarımcının, ilham kaynağını: hava, su gibi elementlerden aldığını söyleyebiliriz.

2014 yılında Paris Moda Haftası’nda ‘Voltage’ isimli koleksiyonunu tanıttığı defilesiyle adından söz ettirmiş, bu koleksiyonundan önce Chemical Crows, Crystalization, Hybrid Holism, Radiation Invasion, Escapism Couture, Synesthesia ve Mummification isimli koleksiyonları da moda dünyasında büyük ses getirmiştir. Ayrıca Iris Van Herpen, Alexander Mc Queen gibi ArtEz Sanat Akademisi mezunudur. Bir süre Alexander Mc Queen ile çalışmış, daha sonra kendi yolunu çizmiştir.
Iris Van Herpen’in tasarımları:

 

 

 

 


Ezgi Kaplan




2 Nisan 2018 Pazartesi

TEKNOLOJİ ÇAĞININ MODACISI: HÜSEYİN ÇAĞLAYAN

Bu ay temamız “Modanın Teknoloji ile İlişkisi”. Hal böyle olunca akla ilk gelen isimlerden, Hüseyin Çağlayan… Tasarımlarında teknolojik imkanlarını kullanan, hatta teknolojinin sınırlarını zorlayan, bir sürü disipline el atmış bir adam. Çağ teknoloji çağıysa eğer, modanın evrimi de teknolojiden geçecek. İnceleyelim.



Bilmeyen yoktur. Yine de bir üstünden geçelim:

Çağlayan, 1970 Lefkoşa doğumlu. 12 yaşında ailesiyle İngiltere’ye taşınıyor. Tasarıma meraklı ve moda tasarımı eğitimi almak üzere meşhur okul Central Saint Martins’e giriyor. Chalayan markasını kuruyor ve 2 yıl üst üste “Yılın İngiliz Tasarımcısı” seçiliyor. Farklı bir beyni var.


Akıllı kumaşlar, hareket eden tasarımlar, giyen kişinin stres seviyesini ölçen ve verileri duvara yansıtabilen kemerler ve daha niceleri… Şimdiyse olaya biraz daha tersten bakacağız ve teknolojiye esir olmuş, dijital dünyada kaybolmuş kişilerden ilhamla hazırladığı 2018 ilkbahar-yaz koleksiyonunu inceleyeceğiz.

Bazı mankenlerin kafalarında çerçeveler vardı, güven duygusunu yeniden oluşturmak için. Ama aynı zamanda bu çerçeveler dökülüyordu da, drapeleniyordu da… Yaptığı işlere birincil metaforlarla anlamlar yüklemeyi sevmeyen bir adam olsa da kafasında konseptle ilgili bir imaj oluşturuyor ve bunlar belli belirsiz imgelemlerle tasarımlara dönüşüyor. İşlerindeki metaforlara dair kendisine sorular yönlendirildiğinde de bunların birebir göndermeler olmadığını söylüyor ve bizi daha soyut bakmaya yönlendiriyor. O yüzden bu çerçevelerde şunu anlatmış bunla bunu simgelemiş diye anlatmayacağım, bakan kendince yorumlasın.



İşte Hüseyin Çağlayan 2018 İlkbahar- Yaz koleksiyonundan görünümler:   


 

 

 

 

 



Deniz Coşkun