Bu ay, siyah renginin
moda sahnesinde kimler tarafından nasıl kullanıldığını, tasarımcılar için bu
rengin, daha doğrusu renksizliğin ne yönde karakter bulduğunu gördük. Peki
siyah neden vazgeçilmez bunu biraz ele alalım istedik.
Ansiklopedik bilgilerle siyahı anlatmak oldukça kolay
olacaktır. Bu yazıda biraz farklı bir bakış açısı kullanacağız. Kontrastlığı
açık renkler üzerinde en iyi şekilde yakalayabileceğimiz renklerden biri
öncelikle siyah. Neolitik çağlarda da sanatçıların kullandığı renklerin ilki
olmuş. Kontrastlıktan faydalanmışlar diye bir yorum getirebiliriz bunun için.
-Bunun yanı sıra siyahın milletler için ne ifade ettiği de önemli. Çünkü bu
rengin kullanımı, toplum içinde şekilleniyor ve kültürel bir farklılık
getiriyor.- Siyahın boya olarak hayata girmesiyle sanat alanına girmesi de kaçınılmaz
oldu. Geçen ay ele aldığımız sanat kavramı işte tam da bu konunun içine
giriyor. Sanat alanında olan gelişmeler, geliştiği yere ve çevresine; ilgili
alanlara da yayılıyor böylelikle. Çeşitli milletlerin siyah rengi hakkında
görüşleri, devlet yönetimindeki giysilere kadar uzanıyor. Sadece siyah için
değil birçok şey için söyleyebileceğimiz şeyler için konuştuktan sonra sanatçıların
bakış açısını da anlamaya çalışalım.
Yazının
başında kontrastlıktan bahsetmiştik. Gözlemlediğimiz kadarıyla sanatçılar,
siyahın güçlü ve tek başınalığının yetebileceğinin farkındalar. Siyahın
algısının doğa üzerinde insan gözünde güçlü olduğunu kavramışlar. Siyahın
yoğunluğunu ve yine siyahın azınlıkta kullanıldığı yapılan sanat yapıtlarına bakalım:
Örnekteki enstalasyon çalışması acaba mavi ya da sarı renkte
olsaydı yine aynı etkiyi verir miydi? Bildiğimiz gibi enstalasyon çalışmaları
insanla en çok iletişime geçebilen sergileme sistemlerinden. Siyahın
seçilmesinde sanatçısının bildiği bir şey var. İkinci örnekte içinde çoğunlukla
açık renk barındıran bir kompozisyon var. Ama bu kompozisyonu beğenmemizin
sebebi nedir? Üçüncü örnekte tamamen siyah bir malzemeye form kazandırılmış.
Sadece tek renkle bir malzemenin nasıl etkili kullanılabileceği hakkında
düşünülmüş. Hepsi birer düşünce ürünü diyebilir miyiz?
Buradan yola çıkarak sanatçı ve tasarımcının algılayışını
çözümleyebiliriz. Basit ve bilineni etkili hale getirmek elimizde. Farklı
pencerelerden bakan insanlar da bunun için çalışarak üretime geçmişlerdir. Bunu
moda sahnesinde de bu şekilde görmekteyiz. Siyahın gücünü ve algısını farkında
olan ve düşünen insanlar kendi tarzlarında tasarımlar yapmışlar ve tasarımlar
geliştirmişlerdir.
Chanel’in bu ikonik ayakkabısını hepimiz biliyoruz. İncileri
kadar ikonluk görevini üstlenen bu ayakkabı için ucundaki siyah kullanımının
düşünülerek koyulduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu siyah yerleştirmesi boyu
daha uzun gösteriyor; böylelikle iyi bir başarı elde ediyor ayakkabı. Bunun
dışında algısal yönden yerleştirilen siyah renginin saysak bitmeyecek kullanım
alanlarının, tasarımcıların hayal gücüne hala açık olduğunu bildirmek isteriz.
Tasarımcılar tarafından elden bırakılmayan bu renk, hala ilham kaynağı oluşunun
farkında.
Güçlü bir rengi tek başına nasıl güçlü halde görebiliriz?
Sorunun cevabı için bol bol gözlem yapıp düşünmeli.
Merve Ödünç